22 Temmuz 2011 Cuma

ZONGULDAK-SAMSUN BİSİKLET TURU(1.GÜN)

************* ****************



Zonguldaktan çıktım yola,
Anıl yolcu etti beni sabah 9da,
Giriyorum Filyos yoluna


şırıl şırıl akan çayın keyfini çıkarıyorum. eee ne demişler. hayatı yaşa,takma kafaya :)


bu karelerden elimde ve geçici hafızamda daha fazlası var :) bu sadece bir tanesi



iki arkadaş çıktık yola
meydan okuduk rampalara :)



tamam rampa bana meydan okuyor biraz ama ben de pes etmeye razı değilim açıkçası :)biraz dinleniyoruz yere uzanarak


rampa bitiyor bu sefer de aynı eğimden inişi karşıma çıkıyor :) frenler iyi ses yaptı iniş boyunca. kafa duman oldu resmen. ama .....(aşağıda)

her inişte manzara izleme fırsatı yakaladım. hayatın anlamını orada anladım. işte filyos :)


yolumda ilerliyorum yavaş yavaş. kimse yok. dırdır yok. manita da yok. sadece ben :)


hava sıcak.hem de nasıl. öyle güzel konumlandırmışlarki çeşmeleri, tam su diye yalvaracakken karşıma çeşme çıkıyor ve hem minik bir duş alıyorum hem de kana kana buz gibi su içiyorum

demiştim ya manita yok dırdır yok sadece ben varım diye, yalnız olan bir ben değilmişim :) adam keyif çatıyor tek başına...kıyıda...dalgaların eşliğinde


inişte hani bir ses var demiştim ya işte o ses bu ses :) kulaklara dikkat


sağım yeşil, solum mavi, altım gri, üstüm beyaz ve mavi işte öyle bir dünyadayım şu an :)
bu dünya bana o anki kavurucu sıcaklığı unutturmakla kalmadı bir de baktım ki yola çıkmadan önceki korku uçtu gitti, şarkılar söyleye söyleye pedallıyorum. Dedim ki kendime..." kimse karışmasın yoluma, rahatım ben böyle "


saat 14.00 gibi güneş tepeme çıkınca buharlaşmaya başladığımı hissetim bir an :) yol üzerinde bir petrol ofisinde durdum 2 saat kadar. çaylar, püskevitler, ikramlar,
meraklı bakışlar, " korkmuyon mu" soruları , ohooo daha neler neler :) aklıma bir konuşma geldi şimdi o petrol ofisinden
çalışan : kız arkadaşın var mı?
ben : başıma bela almak istemiyorum abi :) tamam hepsi çiçektir ama bazı çiçeklerin de dikeni bol oluyor
çalışan : bak kardeşim anlıyorum seni. şimdi ben şurdaki liseden 2 kızı rahatça tavlarım. neden mi ? bende para var huzur var. kızların istediğini de karşılarım paramla. istedikleri bu değil mi zaten.
ben: ???
çalışan: öğrencisin anlaşılan sen. ne kadar para geçiyor eline ve ne kadarı sana kalıyor.
ben: aylık 400 alıyorum. 250 kira. 50 fatura. 100 lira kalıyor bana. abi doğru söylüyon ya :) haklısın valla (gülüşmeler ) ulan ben kendimi zor doyuruyorum zaten :)



petrol ofisinden onlara teşekkürlerimi ileterek mutlu bir şekilde ayrıldım. güneşin etkisi azalmış 2 saat sonunda. şimdi ise yolda karşıma ne çıkacak hiç bilmiyorum. birden il değişti ve kamp yeri arayışlarına başladım. tabi daha erken. yaklaşık 4 saat sonra hava kararacak :)



çevre yolunun hemen kenarına kursam ne olur diye düşündüm de hiç bir şey olmaz dedim kurmasam da bir şey olmaz. ulan daha yola çıkalı ne oldu devam et. sürekli araç geçen yere kamp mı atılır. vardır muhakkak sessiz sakin bir yer diyip basıyorum pedala :)



ilerde bir tarım aracı durmuş hepsi bana el kol yapıyor. ee napalım adamlar meraklı. Türk olduğumu da anlamışlar ki bana seslenirken Tükçe sesleniyorlar. yolda giderken yanımdan geçmişlerdi zaten. neyse şöyle bir iki laf attık. nerden geliyorsun nereye gidiyorsun. tek başına korkmuyor musun?...soruları da artık menü gibi karşıma geliyordu :) cevabı da ezberledim artık. "olacağı varsa yürürken de olur, traktör sürerken de." nedir bu "korku" anlamadım gitti.



sıcaktan mıcırın üstüne zift çıktı, ben 1. derece yanıkla uğraşıyorum, bir de baktım duş alıyorum :) sürprizle dolusun Bartın :) seviyorum lan seni



işte ziftin yüzeye çıkışı...yollar eridi bee


sonunda bartın merkezde bir kamp alanı buldum:) ama nasıl:
ilk önce çalışanlardan izin almak için yanlarına gittim. orada sivil polis de vardı. sorguya çekti beni :) tabi adam haklı. üstümde "yarın hava nasıl olacak" baskılı t-shirt, bagajın üstüne asılı Türk bayrağı, keçi sakallı, kepçe kulaklı bir tip, hem de yalnız :)
sivil polisle aramızda geçen konuşmalar aynen şöyle:
-adın
-ilker
-nerden geliyorsun
-zonguldak
-samsuna mı gidiyorsun
-evet
-bu turu bir şeyi protesto etmek amaçlı mı yapıyorsun.
-(haydaaa) abi geziyorum ben. sen polissin galiba (gülüşmeler) :))
-kimliğini alabilir miyim
-önce polis kimliği ( bu çok önemli, önce onun kimliğini görseniz iyi edersiniz. melek yüzlü o kadar şeytan varki bu dünyada)
-akıllı çıktın sen :) bak bu da polis olduğumun kanıtı(kimliği gösterdi)
ben de kimliğimi çıkartıp verdim rahatça. bilmem ne sorgulaması yapılıyor aklıma gelmedi. onu da araştırmıştım tura çıkmadan önce. sabıka mabıka ne varsa çıkıyor. sonra da bana gelip dedi ki:
-ilker bey...şuraya (kamyonun yanı) kamp kurabilirsiniz.
-kimliğimi alabilir miyim ? :)
-aa.. pardon. tabiki
ve kamp kurulur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder