Sabah erkenden kalkıp,kahvaltımı yaptıktan sonra toparlandım ve eşsiz manzaralı Amasra'ya doğru yol aldım. Hala okula gidenler vardı ben yoldayken. Mini mini birler, çalışkan ikiler ve çok akıllı öğrenciler bana "HELLO" diyorlardı :)) .
Sabah güneşini bu yüzden seviyorum. İşte gölge oyunum ;)
kalbim ilk defa bu kadar hızlı atmaya başladı. ulan hangi manyak tek başına bu işe girişir :))hepimizde delilik var aslında ama kimseye de zararımız yok allahtan. hadi bakalım amasraya gidelim ama biraz da su içesim var
keşke dün gece bu evde kalsaydım. hem kenarında sürekli akan çeşmesi de varmış. neyse bir dahakine orada konaklıcam. delilik bu işte adamım :) kim bilir ne macera olurdu o evde konaklamak. biraz su içip hayalini kurduktan sonra yola devam ediyorum.
Amasra'nın yeşilini tanımlamak
O nefesin aynısından bir kez daha almak
Ve yoldan geçen kaplumbağaya yardım etmek
Parayla yaşanacak şeyler değil
püskevitleeer,çaylaaarr ve tost.
ayrıca duman karşıtı ben ilgimi çeken bir şey gördüm . okuyup da hala içmeye devam ederseniz bu blogu engelleyin,internet geçmişinizden silin derim . sigara içenler çok itici geliyor bana. sizin yaptığınız entellik değil kısaca intihar ...
Kelimelerin anlamsız kaldığı yollar ve manzarayla emin adımlarla gidiyorum. Bir kaç araç geçerken selam kornası verip ya da camlardan ailecek kafayı çıkarıp bakarak "helloooooooo" diye bağırarak selam veriyorlar. Anlaşıyoruz...cevabım..."gracias amigos(teşekkürler çocuklar)" oluyor :))
Kuş kayası anıtını internetten araştırmıştım ama yolumun üstünde olacağını tahmin bile edemezdim.Şimdi kertenkeleli merdivenden çıkıyorum. Çoğu araç bu anıtı gözünden kaçırıyor ve büyük bir hızla gözden kayboluyor. Onlara acıyorum :))
Bisikleti bu dar ve dik merdivenlerde taşımak işkence olurdu. O yüzden aşağıya kilitleyip yukarı çıktım. Anıtı görünce öyle bir seyre daldım 10 dakika kadar. Sanki birileri burada yaşamış gibi bir his doğdu içime. Ama sadece kertenkele dostlarım rehberlik ettiler bana :) bisikletimin canı sıkılmasın diye çabucak inerek tekrar yola koyuldum.
yollar benim, zaman benim,
amasra benim, sahil de benim,
güneş benim, yağmur da benim,
alayı senin olsun, olduğum her yer benim :)
yorgunluk başladı. panoramik bir görüntü olmasa da çıktığım rampanın ve çıkacağım rampanın haddi hesabı yok. pedal mı ? haha... artık ben bisikleti taşıyorum.
Yükselmeye devam ediyorum ama bir o kadar zevk alıyorum bu turdan. Hatta bunun bir meslek olup da benim para kazanıp kazanmadığımı soranlar da oldu. Hangi maaşlı bir iş bu kadar zevkli olur ki :) hiç biri...
manzara yok..toz ve duman ayrıca eksoz kokusu var...yol yapım çalışması ve ağaçsız bir yol... sadece bir yol...sıcak yine tepemde ve arada sırada gök gürlüyor...yağmur yağsa rahatlarım...sadece gökgürültüsü...ve yorgunluk
bana bu yorgunluğu atmamda özlem tekinin "bana bir şey olmaz" adlı şarkısını dinlemek çok yardımcı oldu. iyiki varsın özlem ;)
hep yukarı hep yukarı...suyum azaldı ve zaman daralıyor. nerede olduğum hakkında hiç bir bilgim yok. kamp alanı için arayışlara başladım. yoksa varmak istediğim cideye varana kadar akşam olacak
artık nerede olduğumu ve kampı nereye kuracağımı biliyorum. milli parka girdim ve yaklaşık 100 metre ilerledikten sonra önümden kara yılan hızla karşıya geçti. bana nispet yapar gibiydi. sanki korkutmak değildi amacı ama beni korkuttu az da olsa. 100 metre geri yol alarak bu milli parkın yabani hayvanların yuvası olduğu kanaatine vardım :) rahatsız etmek istemedim.
sonunda kamp alanını buldum. sessiz sakin ve yakın zamanlarda da bir kaç insanın uğradığı bir yer burası. yerdeki bira tenekeleri,plastik bardaklar,tabaklar ve su şişeleri bunu destekliyor. hangi hayvan kullandığı eşyayı olduğu yerde bırakıp gider ki?
çadırımı kurarken de tedbirliyim bu arada. her an bir " hayvan " gelebilir :)
mızmızlanmayan tek aşkımla çadırımdayım :) üşümesin diye üstüne bir kaç eşyamı koydum hahahha :)
hemen elimin altında da yeni bilettirdiğim bıçağım ve ona yardımcı olan biber gazı
çadırımın hemen çıkışında da koca bir odun. ulan sanki beni takip ediyorlar da ben kaçıyormuşum gibi tedbir aldım :) nedir bu anlamadım gitti? korku mu ki ? :D
gece yarısı köpek seslerinden uyuyamadım bir türlü. beni koruyorlar mıydı yoksa beni yabancı gördükleri için mi havlıyorlardı anlamadım gitti. belki de acıkmışlardır kim bilir. köpeklerin dili olsa ne konuşurlardı benim hakkımda acaba:
-turist sever köpek:şşt boni...baksana turist gelmiş
-şüpheci köpek:olm o kesin avcıdır uzaklaşalım hemen
-aç köpek: ulan ne yemekler vardır şimdi içerde heee
:))
ne alemindeyim bilmiyorum ama bir şey vardı o sabah. etrafım çakıllı olduğu için pati seslerini de haliyle duyuyordum. yattığım yerin tam baş kısmına kadar geldi ve çadırımı yaladıktan sonra çekip gitti :) sabaha karşı çadırım çiy olmuş. köpecik susayınca bir yerde birikmiş su bulunca kaçırmadı tabi. artık gündüz olmuştu. daha da uyumanın alemi yok. toplanmaya başlıyorum...devamı 3. gün kısmında ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder